Kaosa dönüşmesin!!

Akıcı konuşma bozukluklarından biri olan kekemelik, erken müdahaleyi en çok önemsemiş olduğumuz konulardan biridir.

En görünürde takılma, uzatma, duraksama gibi konuşmanın akıcılığının bozulmuş olması olmakla birlikte alt yapısında bir çok bileşeni içeren -ki bu yönüyle buzdağı analojisine sıklıkla değinilir- çok boyutlu olarak değerlendirilmesi gereken hassas bir konudur kekemelik. Psikolojik olarak ortaya çıkabilmektedir ancak toplumun yaygın görüşünün aksine sonradan edinilmiş olan kekemelik oldukça nadirdir. Sıklıkla gördüğümüz tablo gelişimsel olarak ifade edebileceğimiz ve erken çocukluk çağında dil edinimi tamamlandıktan sonra ortaya çıkan kekemeliktir.

Peki erken müdahale neden bu kadar öndemli?? Çocuk çağı kekemelikte müdahale etmemiz gereken tek etmen konuşmanın motor kontrolü değil aynı zamanda aile-çocuk etkileşimini de düzenlemektir. Çünkü kekemelik çocuğun o anki duygu-durumdan ve kendisine olan bakış açısından oldukça fazla etkilenir. Ailenin kekemeliğe bakış açısını benimseyen çocuk olumsuz olarak yöneltilen duygu ve düşünceleri de kendisine bu şekilde aktaracaktır.

Bu düşüncelerin, özsaygı, özgüven gibi çocuğun kendinde beslemesi gereken olumlu özelliklere zarar vererek çocuğu toplumdan kendisini soyutlayan bir birey haline getirmesi ise ne yazık ki oldukça muhtemel.

Aile içerisinde olumsuz duygu-düşüncelerle bir kaos haline getirilen sonrasında ise çocuğun iç dünyasına aktarılan bu olumsuzluklar kümesi çocuğun iç dünyasına ulaşmadan doğru bir yaklaşımla engellenebilir. Bu ise en erken müdahale ile mümkündür. :)